Toksik kelimesinin anlamı “zehir”dir. Diğer tüm bağımlılık yapan maddeler gibi toksik ilişkilerde beynimizdeki ödül mekanizmasının dengesiz çalışması ile yani bir anda aşırı hazzın tetiklenmesi bir anda ise negatif duyguların yoğunlaşması nedeniyle bu “aşk kırıntılarının” yarattığı haz dönemine bağımlı hale getirir. Bu nedenle bitirmeye karar verdiğinizde, o hazzı bir daha yaşamayacağınız yönünde bir düşünce gerçekleşir ve bu düşünce size o an için ilişkinin sizin iin zorlayıcı dönemlerini unutturur. Bu nedenle burada terapist olarak bağımlılık terapisinde uygulanan yöntemlerin terapide uygulanması oldukça işlevseldir. Örneğin davranışçı bir ekolde “aşamalı duyarsızlaştırma” yöntemi kullanılabilir. Bilişsel çalışan bir terapist aynı şekilde düşüncenin o an felaketleştirme ile “bir daha böyle sevilmeme” yönündeki işlevsiz inançların değiştirilmesi yönünde teknikler uygulayabilir. Burada özellikler toksik ilişkiye çekilme nedenlerimiz ve eğer terapi desteği alamıyorsak en azından yarattığı duygusal semptomları azaltmak için yapabileceklerimizden bahsedeceğim.
Neden Toksik İlişkilere Çekilmekteyim?
Her insan hayatı kolaylaştırmak için ve belirsizliğin yarattığı kaygıyı azaltmak için kuramlar üretir. Kuramlar: Bir işi ya en iyi şekilde yap ya da yapma, Kazanamayacağın savaşa girme.. gibi olabilir. Psikolojide de yolculuğa bir varsayımla başlayan terapistler, alanda soruları cevaplamak için bir takım kuramlar geliştirmiştir. Bunlara göre:
Bağımlı Kişilik Yapısındaki Bireyler Toksik ilişkiye Daha Çok Çekilebilir:
John Bowlby’nin Bağlanma Teorisi’ne göre insanların ebeveyni(anne ya da birincil bakım veren) ile kurduğu bağlanma yetişkinlikte diğer insanlarla ilişkileri üzerinde etkili olmaktadır. J.Bowlby bağlanma türlerini güvenli ve güvensiz (kaçıngan, kaygılı) olarak tanımlamıştır. Güvensiz bağlananlar terk edilmekten, ayrılmaktan korkmaktadırlar. Kaçıngan bu korkuya bağlanmayı reddederek, kaygılı ise bağlandığı bireyin sürekli gidebileceği endişesi ile mücadele etmeye çalışarak cevap verir. Buna göre bağımlı kişilik yapısındaki bireyler, kendi kararlarını almaktan ve bağımsız hareket etmekten kaçınırlar. Bu nedenlerle bu bireyler için ayrılık kararı oldukça zordur. Bu sorumluluk ileride keşkeye de dönüşebilir. Bağımlılığa yatkınlık kaygının yarattığı strese tahammül edememeyi ve hemen hazzı elde ederek stresi azaltma ile gerçekleşir. Bu nedenle ayrılığın sürecine katlanamayacağını düşünen birey önce ayrılır ardından hemen iletişim kurmak isteyebilir.
Çocukluk Travmalarımız;
Freud’un tekrarlama takıntısı kuramına göre birey geçmiş travmatik deneyimlerini tekrar eden ilişkilere çekilmektedir. Freud, bireylerin acı veren ilişkilerde bile tanıdık bir huzur bulabildiğini ve bilinçdışında bu tür ilişkileri yeniden canlandırarak bir tür tamir etme arzusuna sahip olduklarını söyler. Bu tanıdık olana çekilme ve güvende hissetme ile ilişkilidir. Örneğin: çekirdek ailesinde değersizliği öğrenmiş bir birey ona değer vermeyecek kişiyi gözünden tanır, ona değer veren kişiye ise şüphe ile yaklaşabilir. Bu da bireyin sürekli savunmada olduğu, koşullarla sevildiği, savunmalar yapmak zorunda olduğu toksik ilişkiye çekilmesine neden olabilir.
Bir Manipülatörleya da Narsistle Birlikte Olduğunu Fark Etmemek:
Bu bireyler ilişkinin ilk başında ödül mekanizmasını hediyelerle, ince düşünerek yani beklentilerini karşılayan,”hayal ettiğiniz biri” gibi davranarak harekete geçirirler. Ardından bağlanma gerçekleştiğinde bu davranışların kesilmesinin sizin hatalarınız nedeniyle olduğunu iddia ederler. Ve sizi ilişkide kendinizi sürekli sorgulayan bir konumda aşırı sorumluluk almak zorunda bırakırlar.
Neler Yapabilirim:
-Kendinize sizin için sevginin ne olduğunu sorun, siz sevdiğiniz bireyin duygularına ne denli önem verirsiniz puanlayın,
-Kendinizi değerli hissedeceğiniz etkinlikler planlayın, yalnızlığınızdan keyif alacağınız hobiler edinin,
-Özşefkat ve Özdeğer geliştirmek için okumalar yapın,
-Bunun bir bağımlılık sürecine benzediğini unutmayın, “bak yine yazdım” demek sizi suçlu hissettirir ve motivasyonunu azaltır. Anın içindeki duygularınızı kabul edip ısrarla devam etmeye çalışın.
-Ve unutmayın sevgi koşullarla gerçekleşmez, seni seviyorum çünkü sensin.. Koşulsuz sevgiyi ilk olarak siz kendinize verin..
Uzm. Klinik Psikolog Buket YILDIRIM
Kitap Önerileri




KAYNAK:
Bowlby, J. (1969). Attachment and Loss (Vol. 1: Attachment). New York: Basic Books.
Shaver, P. R., & Mikulincer, M. (2007). “Attachment in adulthood: Structure, dynamics, and change.” Journal of Personality and Social Psychology.
Freud, S. (1920). Beyond the Pleasure Principle. Standard Edition, 18: 1-64. London: Hogarth Press.
Mitchell, S. A. (1988). Relational Concepts in Psychoanalysis: An Integration. Cambridge, MA: Harvard University Press.
Beck, A. T. (1976). Cognitive Therapy and the Emotional Disorders. New York: International Universities Press.
Leahy, R. L. (2002). A model of emotional schemas. Cognitive and Behavioral Practice.
Kohut, H. (1971). The Analysis of the Self. New York: International Universities Press.
Campbell, W. K., & Foster, C. A. (2002). “Narcissism and commitment in romantic relationships: An investment model analysis.” Personality and Social Psychology Bulletin.
Horney, K. (1945). Our Inner Conflicts. New York: Norton.
Kernberg, O. F. (1975). Borderline Conditions and Pathological Narcissism. New York: Jason Aronson